Akılı buzdolabı, akıllı araba, akıllı telefonlar, akıllı cay
makineleri… Hızla ilerleyen ve nedense daha akıllı olmak isteyen bir teknoloji
var karşımızda. Kablosuz iletişim yapabilmeleri ya da programlandıklarında
kendi başlarına karar verebilecek akla sahip olmaları güzel. Lakin insan niçin
bu kadar akıllı olmak istemelerini de sorgulamadan edemiyor.
Teknolojinin insan hayatına daha fazla sirayet edeceği
şimdiden belli oldu. Önümüzdeki yıllarda bizleri neler bekliyor, araştırıp
tahmin etmeye çalıştık. Yeni şeyler icat edilmeye devam ediyor ama araştırmamız
sırasında sormadan da edemedik: “Akıllı teknoloji hızla hayata girmeye
çalışırken, insan gizliden gizliye kendi aklına fazla ihtiyacı olmayacağını
kabul edebilir mi?” diye. Sorunun cevabını bize zaman gösterecek. Ancak ne
olursa olsun her yeni teknolojinin, “akıllı” olarak değil de sadece birer
“alet” olduklarını, her fırsatta hatırlamanızı tavsiye etmeden de konumuza
başlamak istemedik. işte gelecekte bizleri bekleyen yeni teknolojiler…
Dışı sizi içi beni yakar: TV
Altı üstü tv deyip geçmemek lazım. Gelecekte tv’ler
insanların tepkilerini ölçebilecek ve onların beğenilerine göre reklamlar
sunabilecek. “Dışı sizi içi beni yakar” sözü bu haliyle bile yerini buluyor.
Tv’nin gelecek ihtimali düşünüldüğünde bu söz bile eksik kalıyor. Çünkü görünen
o ki, hareketleri, sözleri ve duyguları anlayabilen teknolojinin tv ile evde
yer alması söz konusu. Bu teknoloji işleri daha da karıştıracak gibi duruyor.
“Akıllı tv” olarak hayatımıza girmeye çalışacak olan bu cihazlar, üzerlerindeki
küçük kameralar sayesinde izleyicilerin yüz mimiklerini denetleyebilecek,
reklamlara ve izledikleri programlara verdikleri tepkiyi ölçebilecek. Ölçüm
sonuçları istatistik ajanslarına iletilecek ve bu sonuçlar çerçevesinde insanın
zihninden fikrini, ağzından sözünü alabilecek işler yapılabilecek.
Arabanızın kendi aklının peşinden gittiğini düşünün!
Gelecekte uçan arabalar olacak gibi bir tezi anlatmayacağız.
Arabalarla ilgili teknolojiler için çok ileriyi hesaplamaya gerek yok. Bugün
araba fuarlarında arz-ı endam eden pek çok araç, gelecekte neler olabileceği
konusunda ipuçları veriyor doğrusu.
Yakın gelecekte iki aracın birbiri ile iletişim kurması söz
konusu. Mesela, aracınız ıslak zeminde kaymaya başladığında arabanızın bu
durumu çevrenizdeki diğer araçlara haber verdiğini ve o araçların da ona göre
pozisyon aldığını düşünün. Böylelikle muhtemel bir kaza öncesi bütün araçların
bu çerçevede toplu olarak tepki vererek organize olmaları mümkün olabilecek. Bu
işin güzel tarafı bir de aracınızın sizin kontrolünüzün dışında merkezdeki
akıllı makineye göre hareket ettirildiğini düşünün. Son teknolojiyle
donatılmış, sayısız faydaları olan ve elinizde avucunuzda ne varsa verdiğiniz
arabanızın sizi hiç de istemediğiniz bir yere götürmesi mümkün mü? Sadece
düşünüyoruz, neler olabilir diye?
Konuşan ve kendi kendine park eden arabalar günümüzde var
olan bir teknoloji. Ancak evdeki arabanızı telefonunuzla çağırdığınız zaman, o
kadar trafiği aşarak herhangi bir sıkıntı ile karşılamadan sizi almaya gelir mi,
onu da zaman gösterecek. Fakat artık navigasyon cihazlarının gittikçe daha da
geliştiğini ve uydudan trafik durumunun izlenebilirliğinin mümkün olabileceğini
düşünürsek, bu pek hayal gibi de görünmüyor.
Bu kadar akıl, buzdolabına fazla değil mi?
Bir buzdolabı olsa olsa ne kadar akıllı olabilir diye
düşünebilirsiniz. Bugün telefonlara yüklenen pek çok uygulamayı düşünün, daha
önce söylense ne kadar inandırıcı olurdu. Sonra aynı şekilde buzdolapları için
hazırlanmış özel uygulamalarla buzdolaplarının neler yapabileceğini tahayyül
edin.
Biraz açıklık kazandıralım: Örneğin, Türkiye’de
faaliyet gösteren bir market firması bütün ürünlerine kablosuz etiket (RFID)
ekleyebilir. Bu etiketlere ürünün kendisi ve satın alındığı yer ile ilgili
temel bilgiler yüklenmiştir. Aynı firma, bir akıllı buzdolabı üreticisi ile
anlaşarak müşterinin satın aldığı buzdolabında bu etiket uygulaması yüklenmiş
bir şekilde dağıtabilir. Bu firmadan aldığınız sütü buzdolabına koyduğunuz anda
dolapta yüklü olan uygulama bunu algılar ve tarihi işler. Süt şişesinin
kullanım tarihlerine göre tüketim alışkanlıkları, süt ile birlikte dolaptan
çıkarılan ürünlerin kullanım şekli değerlendirilerek sütün ne maksatla ve
nasıl kullanıldığı tespit edilir. Bu sayede size alternatif tarifler sunulabilir
veya uzun süre dolapta süt alınmadığı takdirde dolabınız size otomatik sipariş
önerisinde bulunabilir. Onayladığınız takdirde süt bittiğinde ilgili bir market
görevlisi periyodik olarak size sütünüzü getirebilir.
Misal, kapınız çalar ve açtığınızda bir market çalışanı,
“Sütünüz bitmiş, buzdolabınız iki paket süt siparişi geçmişti, onları getirdim”
diyebilir. Ancak bu kadar aklı olan bir makinenin sizin izniniz olmadan az
sonra ailenizle beraber yiyeceğiniz yemeğe bir müdahalesi olabilir mi endişesi
akla gelmiyor değil.
Hologram teknolojisi
Günümüzde hayatımızın kısmen interaktif (etkileşimli) olduğu
bir gerçek. Ancak yakın bir zamanda her sahada tamamen interaktif bir hayata
hazır mısınız?
Yol gösteren, karşılaştığınız kişileri tanıyan, sizi
yönlendiren ve bunlar gibi pek çok seçenek sunan akıllı gözlüklerin
yaygınlaştığını düşünün. Filmlerin, oyunların 3D teknolojisinin de ötesinde,
hologram teknolojisiyle odanızın içinde canlı imiş gibi bir bölümün izlendiğini
hayal edebiliyor musunuz? Artık o günler çok uzak değil. Ekranda gördüğünüz
tasarımlar odanızın içinde hareket edecekler ve siz onları kontrol
edebileceksiniz. Ancak sizden başka biri tarafından kontrol edildiğinde ne
olabileceğini hayal etmek çok zor. Size göstermek istemediğini gizleyen
gözlükler, hiç istemediğiniz bir anda karşınıza çıkarak aklınızı zorlayan
görüntüler. Teknolojinin iki yüzü var. Şüphelenmemek elde değil.
Siz siz olun bunları yaşarsanız dikkatli olun
Sağlık mevzuu yıllardır insanoğlunun en büyük meselesi.
Günümüzde tıbben pek çok teknolojiye sahip olsak da, gelecekte daha fazlasının
bizi beklediğini biliyoruz. Sizi baştan ayağı kontrol eden
cihazlarla donatıldığınızı düşünün. Baskülünüz sadece ağırlığınızı değil, yağ
oranınızı, kalp ritminizi, alıp verdiğiniz kalorileri takip edebilecek. Eğer
bir rejim programı uyguluyorsanız ve baskülünüz sizin programın dışına
çıktığınızı tespit ederse, biraz önce sözünü ettiğimiz o akıllı buzdolabı ile
iletişime geçerek dolaptaki dondurulmuş pizzayı almamanız için dondurucunun
kapağını kilitleyebilir. Ya da ikisi beraber olup tv’yi de yanlarına çekerek
arkanızdan çok daha farklı işler çevirebilirler.
Öte yandan, vücudumuza veya elbiselerimize eklenen çipler
ile sağlığımıza yönelik bütün ayrıntıların hastanelere iletilmesi mümkün
olacak. Örneğin, bir kişi kalp krizi geçirdiğinde hastane merkezleri aldıkları
dijital uyarı sayesinde derhal durumdan haberdar olarak olay yerine ambulans
gönderebilecek. Tam tersi de muhtemel. Hayat kurtaran çipler hayata mal
olabilir.
Dijital yayınlar “hakikatin” sonu olabilir
Yakın bir gelecekte kitapçıdan aldığınız ve
kütüphanelerinizi süsleyen basılı kitaplara da veda edebilirsiniz. Tabletler ve
akıllı tabletlerin yaygınlaşması ile dijital kitapların kullanımı had safhaya
ulaşacak gibi görünüyor. Geçen yıl Newsweek dergisinin basılı yayınını durdurup
sadece dijital olarak yayınlanacağını söylemesi de bunun bir işareti
diyebiliriz.
Aslında dijital bir kitapta ya da dergide gerçeğinden farklı
pek çok avantajımız olabilir. Mesela, okuduğumuz bir röportaja ait ses kaydı dinleyebilir,
videoyu izleyebiliriz. Hayvanlar dünyası ile ilgili bir araştırma yazısının
videolarla desteklenmesi, dergiye farklı bir renk katacaktır.
Bugün yavaş yavaş dijital yayınlara ilginin hızla arttığını
görüyoruz. Bu da gelecekte basılı yayının sadece arşivlerde kalabileceğinin bir
işareti gibi görünüyor. Ancak arşivlerin kapıları kilidenip dışarıda sanal
dünyada yalnız kalan insanın, gerçek doğrularla irtibatı da kesilebilir.
Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak için, siz siz olun sevdiğiniz
kitapların bir nüshasını kütüphanenize koymadan geçmeyin.
Teknolojiler sürekli gelişiyor, bu doğrultuda insanların
işleri de kolaylaşıyor. Fakat bunlar bizim için gerçekten faydalı oluyor mu,
bizim için hazırlanan teknoloji iznimiz olmadan başka birileri tarafından
kullanılabilir mi, işte bu konuda net bir hüküm vermek zor.
Kapınız çalar ve açtığınızda bir market çalışanı, “Sütünüz
bitmiş, buzdolabınız iki paket süt siparişi geçmişti, onları getirdim”
diyebilir. Ancak bu kadar aklı olan bir makinenin sizin izniniz olmadan az
sonra ailenizle beraber yiyeceğiniz yemeğe bir müdahalesi olabilir mi endişesi
akla gelmiyor değil.
İNSAN VE HAYAT DERGİSİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder