27 Aralık 2014 Cumartesi

Doğal Afetler Nelerdir?

Doğal afet, büyük oranlarda insanların kontrolü dışında gerçekleşen ve gerekli önlemler alınmadığı takdirde büyük can ve mal kayıplarına sebebiyet verebilecek büyük çaplı doğa olaylarıdır. Bu olaylar çok kısa sürelerde gerçekleşebilen ve başladıktan sonra insanlar tarafından engellenemeyen doğal olaylardır. 

Afetlerin genel özellikleri,
Önceden kestirilemeyen çeşitli güç ve genişlikte olabilirler,
Meydana geldikleri bölgenin alt yapısını, ekonomik düzenini bozarlar,
İnsanlarda şok tesiri yapabilirler, 
Ölüm, sakatlanma, maddi kayıplar gibi sonuçlar doğurabilirler, 
Tifo, tifüs, sarılık gibi bulaşıcı ve salgın hastalıkların meydana çıkmasına sebep olurlar,

Afet türleri,
Doğal afetler jeolojik ve meteorolojik kökenliler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Kaynağını doğrudan yer kabuğundan ya da yerin derinliklerinden alan jeolojik doğal afetler deprem, heyelan, yanardağ patlamaları, tsunami gibi olaylardır. Atmosferdeki doğaa olayları sonucunda meydana gelen meteorolojik doğal afetler ise sel, fırtına, kuraklık, çığ, erozyon ve su taşkınları gibi olaylardır. 
Ülkemiz de dahil olmak üzere bir çok ülkenin büyük zararlar almasına sebep olan deprem, yerkabuğu içinde meydana gelen kırıkların ani titreşimlere sebep olması ve bu titreşimlerin yeryüzünde sarsılmalar olarak hissedilmesi  şeklinde olur. Depremin nasıl oluştuğu, ölçü aletlerini ve yöntemlerini ve deprem ile ilgili her şeyi inceleyen bilim dalına ‘Sismoloji’ denir. 
Deprem, günümüzde şehirleşmelerde yapılan hatalar sebebiyle etkisini ağır hissettiren bir afettir. Gerekli önlemlerin alınmadığı, yanlış konutlanmanın sıklıkla görüldüğü büyük şehirler olası depremlerden nasiplerini almaktadır. Şehirleşmede alınacak doğru kararların yanında, vatandaşların da depreme karşı bilinçli olmaları ve bilgilendirilmeleri çok önemlidir.
Heyelanlar, özellikle yüksek ve eğimli bölgelerde meydana gelen, gevşek toprak, kaya veya yapay dolgu malzemelerinden oluşan zeminlerin yerçekimi, su ve benzeri etkenler sonucu hareket etmesidir. Hızla gerçekleşebileceği gibi uzun bir zaman diliminde de meydana gelebilirler. Ülkemizde de heyelanın en fazla görüldüğü bölge, eğimin, yükseltinin ve yağışın fazla olduğu Karadeniz Bölgesi’dir.
Magmanın yeryuvarlağının yüzeyinden dışarı püskürerek çıktığı coğrafi  yer çekillerine yanardağ, buralarda meydana gelen hareketlenmelere de yanardağ patlamaları adı verilir. Aktivite bakımından çeşitlilik gösteren yanardağ patlamaları, binlerce kilometrelik alanlara yayılarak can ve mal kaybına sebep olabilirler.
Meteorolojik doğal afetlerden sel, yüzeyi bir süreliğine tamamen ya da kısmen su altında bırakan, ani ve büyük akıntılardır. Özellikle deniz, akarsu, göl gibi büyük su birikintilerinin aşırı suyla dolması ile beraber, bu birikintilerin çevresinde yaşayanlar can ve mal kaybıyla karşılaşabilirler.
Çok hızlı esen rüzgarın çevresindekileri etkilemesiyle oluşan fırtınalar da denizlerde ve okyanuslarda büyük dalgaların oluşmasına sebep olurlar. Deniz kenarlarında yaşayanlara tehlike arz edebileceği gibi denizde bulunan gemi ve yelkenlileri de tehdit ederler. 
Çığlar, genellikle aşırı kar yağışının görüldüğü bölgelerde meydana gelir. Eski kar tabakasının yeni kar tabakasıyla iyi karışamaması sonucunda, bir hayvanın ya da bir kayakçının minik bir müdahelesiyle bile büyük bir kar kütlesi yer değiştirebilir. Özellikle profesyonel dağcıları tehdit eden bu afet, kışlık turistik mekanların da dikkat etmesi ve önlem almasını gerektirmektedir.
Kuraklık da uzun zaman dilimlerinde meydana gelen, bölgenin nem miktarında yaşanan dengesizlikler ve düşüşler sonucunda yaşanan bir doğal afettir. Kurak iklimlerin hakim olduğu bölgelerde yaşam bir hayli zordur, hayvanlar ve bitkiler nem eksikliğinden ve düzensiz yağışlardan fazlasıyla etkilenirler.
Doğal afetleri önlemek belki insanoğlunun elinde olan bir durum değildir, fakat bu doğal afetleri inceleyen bilim dallarının önerdiği, alınmasını zorunlu kıldığı önlemlerle beraber kayıpları en aza indirmek mümkündür. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder