Hakkında,
ister lehte, ister aleyhinde olsun Doğuda ve batıda en çok eser yazılan tarihi
şahsiyetlerden biri de muhakkak ki
Sultan Abdülhamit Han’dır.Ve yine şurası muhakkak ki, ister kendi
devrinde, ister onu tahttan uzaklaştıranların facialarla ve hatalarla dolu
devirlerinde bu büyük Türk hakanı hakkında, insaf ve izanla, tarihi hakikatle
bağdaşmayan korkunç iftiralar yapılmıştır.
Bütün
hizmetleri hiçe indirilmek istenerek Onun kadar, tamamen yalana dayanan isnat
ve iftiralara uğramış tarihi şahsiyet pek azdır.Uçurumun kenarına gelmiş ve
hatta uçurumdan aşağı yuvarlanmaya başlamış olan bir imparatorluğun çözülüşünü
inanılmaz bir zeka ve faaliyet ile durdurarak, Türk milletine ve memleketine
unutulmaz hizmetler de bulunduğu hakikati inkar edilmiş, bu korkunç aşağılık ve
kötüleme kampanyası, maalesef günümüze kadar devam etmiştir.
Hakikatlerin
ancak söylenebilmeye başlandı bu günümüzde dahi, Sultan Abdülhamit han’ın
hakiki çehresini, büyüklüğünü, hizmetlerini tam manasıyla açıkça yazabilmek
adeta bir kahramanlık telakki edilmektedir.
Sultan
Abdülhamit Han da bir insandı.Elbette onun da hataları ve noksanları
olabilirdi.Tarihçilerin vazifesi, imparatorluğun en buhranlı dönemlerinde
idareyi eline almış olan ve 33 sene, insanı şaşırtan bir azim zeka ile içte ve
dışta milli menfaatlerimizi korumak hususunda sarf ettiği yorulmak bilmeyen
faaliyetlerini tahlil ve izah ederken, insaf ölçüsünü de elden bırakmamak
olmalıdır.
Sultan
Abdülhamit Han, batının istilacı sömürgeciliğine karşı sanayileşmenin şart
olduğunu idrak eden, kurduğu fabrikalar bu gün çalışmakta olan bir Türk
Sultanıdır.İstanbul’dan başlayarak Selanik’ten Bağdat’a , Beyrut’a, Medine’ye
kadar olan bütün Osmanlı mülkünü, hâlâ ayakta olan binalar, demiryolları, su
bentleri, hayır eserleri ile onatan O’dur.O’nun zamanında hududumuz,
İşkodra’dan Basra Körfezi’ne, Karadeniz’den Sahra-i Kebir çöllerine uzanırdı.
İçeride
azınlıklara karşı gayet ince siyasetle beraber tarihe, Türkçe’ye, milli birlik
ülküsüne dayalı milliyetçilik siyaseti uygulamıştır.
Azınlıkların
onun aleyhinde yürüttükleri “Kızıl Sultan” gibi iftiralar, onun bu
milliyetçilik siyasetinden ve Türk Devleti’ni güçlü şahsiyeti ile temsil
etmesinden ileri gelmektedir.Nitekim Hıristiyanlar ve onların Batılı arkaları,
önce Sultan Abdülhamit Han’ı hal etmişler sonra da dokuz yıl içerisinde devleti
elbirliğiyle yıkmışlardır.
Devri
üzerinde bir asra yakın zaman geçtiği halde, Sultan Abdülhamit han’ın düşmanı çoktur.Uzun
bir kitap dolduracak kadar olan bu tutumun ana sebepleri şunlardır:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder