Dünya Savaşında Orta Sibirya’da Krasnoyarsk Esir Kampının, Osmanlı, Avusturya-Macar ve Alman ordularına mensup esir subay ve erler tarafından yatılı üniversiteye dönüştürülmesi bilimsel makaleye konu oldu.
İnsanların bulundukları mekânları yaşanabilir yapmalarının, esir olsalar bile bunu başarabilecekleri, ‘’Krasnoyarsk’ın Ölüm Kapmından Yatılı Üniversiteye Dönüşmesi’’ başlıklı makalede gözler önüne serildi.
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Cemil Kutlu tarafından hazırlanan ve Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisinin son sayısında yayınlanan makalede, tüm olumsuzluklara rağmen bir grup esirin hayata nasıl tutulduğu anlatılıyor.
Orta Sibirya’da Trans-Sibirya demir yolu hattı üzerinde bulunan Krasnoyarsk şehrinde 1. Dünya Savaşı esirleri için kurulan kampa ilk sevkıyatın 1914 yılında başladığı belirtilen makalede, Osmanlı, Avusturya-Macar ve Alman ordularına mensup esir subay ve erlerin sayısının kısa sürede kapasitesinin iki katı olan 14 bine ulaştığı, kamptaki idarenin bozuk oluşu, altyapıdaki eksiklikler sebebiyle ortaya çıkan salgın hastalıkların 8 bin civarında esirin hayatını kaybetmesine sebep olduğuna dikkat çekildi. Şartların düzeltilmesi ve esirleri tarafından kurulan yardımcı iç idarenin duruma el koymasının ardından ölüm kampının her türlü sosyal ve kültürel faaliyetin yaşandığı bir mekan durumuna getirildiği ifade edilen makalede, Türk esirlerin grup kıdemlisinin 29. Tümen Kumandanı Albay Arif Bey olduğu ifade edildi.
Kampta bulunan Türk esirlerin, Alman ve Macar subaylarında dillerini öğrenmeye, onlara da Türkçe ve Arapça öğretmeye başladıkları anlatılan makalede, Türk subayların öğrenmek için en fazla rağbet ettikleri dillerin Almanca ve Fransızca olduğu, çoğu esirin bir dili bazılarının ise iki dil öğrendiği vurgulandı.
Dil öğrenme dışında kamptaki esirlerin gerektiğinde üniversite diploması almak için fizik, kimya, matematik gibi fen derslerine de çalıştıkları, mühendislik, boyacılık, ziraat, bağcılık, meyvecilik, hububatçılık, koyunculuk, inekçilik, aracılık, tavukçuluk ve sabunculuk gibi dersleri teorik olarak okudukları, en fazla ilgi çeken derslerin ise dil ve spor olduğu ifade edildi.
Esir kampında haftada birkaç defa ilmi ve teknik konularda konferanslar da düzenlendiği Türk subayların bu konferanslara hem konuşmacı hem de dinleyici olarak katıldıkları anlatılan makalede, dekore edilen bir pavyonun tiyatro salonu haline getirildiği, sergilenen oyunlara Rus subaylarının aileleriyle geldikleri, Türk esirlerinde Hüseyin Rahmi’nin ‘’Mürebbiye’’ adlı oyunu sergilediği kaydedildi.
KAMPTA ÇIKAN DERGİ
Krasnoyarsk’daki 400-500 Türk subayı ile 100-150 kadar erin sosyal ve kültürel faaliyetlerini değerlendirmek düşüncesiyle çıkardıkları ilk derginin ‘’Vaveyla’’ adını taşıdığı, 10 Aralık 1915’de ilk sayısı çıkarılan derginin 1 Mart 1918’e kadar 101. sayısına ulaştığı anlatılan makalede, el yazısı ile yazılan derginin kâğıt ve mürekkep kıtlığı yüzünden tek nüsha olarak çıkarılabildiği, bu yüzden derginin kampta bulunan esirlere satılmadığı, sadece pavyonlarda dolaştırılarak okuyan ve dinleyen her esirden 2 kapik toplandığı kaydediliyor. Derginin ana amacının Türk esirleri eğitmek olduğu kaydedilen makalede, Rus gazetelerinden haber çevirilerin yer aldığı dergide mizahi yazılar, bilmecelerin de yayınlandığı, ayrıca şefkat ve yardım kavramları işlenerek durumu iyi olan esirlerin zor durumda olanlara yardımları özendirildiği, ayrıca cemiyet haberlerine de yer verildiği bildiriliyor. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder