4 Ocak 2015 Pazar

Yahudiler Neden Gargat Ağacı Dikiyor?

“Yahudiler İsrail’de en çok hangi ağacı dikiyorlar ve bunun sebebi nedir biliyor musunuz?”

Soruya bahis olan ağaç: "Gargat Ağacı...

Şefkât Peygamberi (s.a.v) Hadis-i Şerif'lerinde şöyle buyuruyor:

“Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek
'Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır.' diyecek. Sadece 'Gargat Ağacı' bunu söylemeyecek, çünkü o Yahudi ağacıdır.”(Kitab-ul Fiten H. 2239)

Hadis-i Şerif'in bugüne işareten söylenmiş gibi olması içimi ürpertti. Çoğu kez, İsrail'in katlettiği yavrucaklara bakmamak için TV'de zappinge devam ederken, bu Hadis-i Şerif insana kardeşlerini hatırlatıp, gayret telkin ediyor...

İsrail, elbette "Müslümanlar" için Kutsal sayılan Kur'an-ı Kerim'e ve Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa'ya (s.a.v) göre hareket etmeyecektir...

Sonuçta Yahudiler, kendi bildiğine, doğru kabul ettiğine göre hareket edecektir; fakat "Gargat Ağacı" dikmelerine bakılırsa kendisinden hesap soracak olan bebekleri de hesaba katmış durumdalar...

"Dünyayı baştan başa "Gargat Ağacı" ile donatsan da, yetimin, mazlumun, garibanın, güçsüzün, mü'minin Hakk'ı da hakkı da, elbet yerde kalmayacak ve nihayetinde onlardan akıttığın gözyaşlarında boğulacaksın! Yaptıkların karşısında, "Gargat Ağacı" bile senden utanacak!" demek istiyorum. 

"Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık vardır." (İnşirah / 5-6)
Peki, Ayet-i Kerime'de belirtilen kolaylığın oluşmasına vesile kılınıp da, zulmün hesabını Allah'ın yardımıyla zalimden soracak "Müslüman" sizce nasıl bir "Müslüman"dır?

Bana göre kolaylığın müjdecisi, vücudunda bombaların sarılı olduğu; kâfirleri boğazlayan; bilime karşı olup 'gerici ve yobaz' sıfatları ile etiketlenen; 'demokrasiden bihaber' denilip cahil diye tanınan bir Müslüman olamaz. Hele de, inancına "Terör" lekesinin sürüleceği fiiliyatı bile bile yapan hiç olamaz...

Bence tam tersine, Müslüman; Fatih Sultan Mehmed Han gibi; kulluğunun yanında mühendis olup bilimle ilgilenen, 7 dil bilip, Efendimiz (s.a.v) gibi hoşgörüyle muamele edendir.

Dostluğu ile İstanbul'u içeriden fetheden; azmi ile de gerektiğinde gemileri karadan hoplatıp İstanbul'u dışarıdan fethedendir. Barışı ve tevazuyu getiren; dünyasını ahireti için düzenleyen, yaradılanı yaratandan dolayı seven; yapıcı, adaletli kimselerdir...

Müslüman; çalışmaktan yana olan, bilimi, bilgiyi takip eden; bütün bunları da Allah'ın rızasını kazanmak için, Müslüman kardeşlerine ve insanlığa faydalı olabilmek için yapan; bunun yanında da en önemlisi, gününü 5 vakte bölebilen kimsedir...

Zannımca; İsrail'i, ahlakımızla, hoşgörümüzle, ilmimizle, gayretimizle; kısaca inancımızın istediği şeyleri yaptığımız durumda elde edeceklerimiz ile boğacağız...

Düşünelim! Bizler ecdadımızın baştacı olmuş "Müslümanlar kardeştir!" düstürünü çıkardığımız yerden tekrar başımızın üstüne koysak; namazda aramıza nifak, fitne girmesin diye sıkı sıkıya kenetlediğimiz omuzlarımızı, zalimin ve zulmün karşısında kenetleyebilsek, bırakın İsrail'i, asıl düşman nefislerimiz bile, Allah'ın lutfuyla kemale erecek...

Bizler, bilim ile dini ayıranlara karşı cahil kalmışsak, teknolojiyi insanlığın kârına kullanabilecekken, "Ebu Talip, Müslüman olarak öldü mü?" yahut "Mehdi ne zaman gelecek?" ler ile uğraşmışız.

Çalışan kafire bile, adaletli olan Allahu Teala (c.c), gereken zenginliği vermiş, cefasını da, belki silkiniriz diye peşinden bizlere göndermiş...

Buyurulan Hadis-i Şerif, kulağımıza küpe olsun:

"Mü'min, elinden, dilinden, belinden emin olunan kimsedir..." 
Ayrıca bu Ayet-i Kelime de umut, ümit, gayret, şükür ve sabır kaynağımız olsun:

"Gevşemeyin, üzülmeyin! Eğer (gerçekten) mü'min kimseler iseniz, en üstün olan sizsiniz!" [ Âl-i İmrân 139 ]
Allah'a emanet olun; selam ve dua ile inşaallah...

Muhammet Mazhar Demir 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder