Küçük yaşlardan itibaren ilme
ve sanata karşı ilgi duydu. Medrese tahsilini tamamladıktan sonra seçkin
alimler arasında yerini aldı. Üstün zekası ve anlayışı, yılmak bilmeyen çalışma
gücüyle kendini kitaplara adamış, başta İslami ilimler olmak üzere tıp,
astronomi, biyoloji ve matematikte zamanın ünlülerinden olmuştur. İlmini
geliştirerek Osmancık medresesine müderris (profesör) olarak atandı. Akşemseddin'in asıl ünü, büyük veli Hacı
Bayram ile tanışmasından sonra başlamıştır. İlmi konulardaki önemli
başarılardan sonra tasavvuf konusunda da ağırlığını göstermiş, daha sonra da
Sultan İkinci Murad'ın emir ve isteğiyle Fatih Sultan Mehmed'in hocalığına
tayin edilmişti. İstanbul'un fethi sırasında büyük yararlılıklar göstermiş,
genç sultanı teşvik ederek zaferin kazanılmasında önemli katkılarda
bulunmuştur. Fethin en önemli günlerinde Ebu Eyyub'el Ensari'nin kabrini
bularak ordunun maneviyatını yükseltmişti.
Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri
vefat edince onun tarikatının Melamîlik kolunu yürüten Akşemseddin, dini
bilgilerde olduğu gibi müsbet ilimlerde de söz sahibi idi. Özellikle tıp
alanında sahip olduğu bilgiye devrinde erişecek kimse yoktu. Hastalık
belirtilerini anında tesbit ederek teşhis koyar ve ilacını da bizzat kendisi
hazırlardı. Doktorluk alanında son derece bilgili olan Akşemseddin bitkiler
üzerinde yoğun bir araştırma yaparak hangi hastalığın tedavisinde
kullanılacağını tesbit etmişti. Bitkilerden çok harika ilaçlar yapardı. Bitkiyi
görür görmez hangi hastalığa iyi geleceğini hemen anlardı. Bedeni hastalıkların
yanında ruhi hastalıklarda da çalışma yapan Akşemseddin “Tabib-i Ervah=ruhların
doktoru” adıyla da meşhur olmuştu.
Akşemseddin Hazretleri o
dönemde yaygın olan bulaşıcı hastalıklarla da ilgilenerek çarelerini bulmaya
çalıştı. “Mâddetü’l-Hayat” adlı kitabında “Hastalığın bulaşıcı olduğunu,
insandan insana geçtiğini tesbit ederek, bu bulaşmanın gözle görülemeyecek
kadar küçük, ancak canlı tohumlar vasıtasıyla olduğunu” belirtmiştir. Böylece
kendisinden 400 sene sonra gelen ve deneylerle aynı sonuca ulaşan Pasteur’un
mikrobu ilk bulan kişi olduğu tezini ileri sürenleri yalanlamıştır.
Dünya malına önem vermeyen ve
Fatih Sultan Mehmed'in büyük saygı ve sevgisini kazanan Akşemseddin, doğum yeri
olan Göynük'te 1498 yılında vefat etti. etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder