24 Aralık 2014 Çarşamba

Kars’a da “Gazi” Unvanı Verilmiş



Kars’a da “Gazi” unvanı verilmiş

Kars, 15.000 kişilik bir kuvvetle başlarında müttefik İngiliz generallerinden Osmanlılarca “Ferik” rütbesi verilen “Williams” ile birlikte “Müşir Mehmed Vasıf Paşa” tarafından savunulmaktaydı.

1853-1854 yıllarındaki gelişmeler sonucu başlayan “Kırım Savaşı”nın cephelerinden biri de Kafkasya üzerinden Anadolu’da açıldı. Bölgenin savunma ve lojistiğini sağlamak için başta “Erzurum” olmak üzere “Trabzon”, “Kars”, “Ardahan” ve “Batum”, 15.000-20.000 düzensiz askerle tahkime çalışıldı. İlk aşamada Osmanlı askerleri, Ahmed Paşa kumandasında Batum’un kuzeyindeki St. Nikolas’ı ele geçirdi. Ancak, bu başarı devam ettirilemedi ve “Gümrü”, “Ahıska”, “Başgedikler”de bozguna uğrayan Osmanlı kuvvetleri, ağır zayiatlarla Kars’a çekildi. 30 Kasım 1853’te Sinop’taki Osmanlı donanmasının bombardıman edilmesiyle de Kafkasya ve Karadeniz limanları Rus kontrolüne geçti. 
Bu gelişmeler ise Kars’ın Rus muhasarasına uğramasına neden olacaktı. Nitekim Kars etrafındaki ilk çarpışmalar, 1854 Haziran’ından itibaren başladı ve şehir 15 Temmuz 1855’te tamamıyla kuşatıldı. Bu sırada Kars, 15.000 kişilik bir kuvvetle başlarında müttefik İngiliz generallerinden Osmanlılarca “Ferik” rütbesi verilen “Williams” ile birlikte “Müşir Mehmed Vasıf Paşa” tarafından savunulmaktaydı. Karşılarında ise Rusya’nın Kafkasya Genel Valisi “General Muraviev” komutasında sürekli takviye edilen 40.000 bir Rus ordusu vardı.
Şehrin tedarik güçlüklerinden olduğu gibi haberdar olan ve gerçek bir yardım kuvveti gelmediği takdirde, kalenin Kasım’a kadar açlıktan teslim olacağına dayanan bir strateji ile hareket eden Rus Generali Muraviev, Sivastopol’un müttefiklerin eline geçmesiyle birlikte oradan gelen Serdar-ı Ekrem “Ömer Paşa”nın Batum’a 8000 askerle çıkartma yaptığını ve “Kutaisi” üzerine hücuma hazırlandığını haber alınca planını değiştirdi.
29 Eylül 1855 şafağında Kars üzerine topyekûn bir saldırı başlattı. Ancak sert bir direnişle karşılaşan Rus kuvvetleri, yedi saat süren bir çarpışmanın ardından geri çekilmek zorunda kaldı.8.000 ölü ve yaralıyla Generel Muraviev, piyade kuvvetinin %60’ını kaybederken Kars’ı savunanların ölü ve yaralı sayısı 1.5000’de kaldı. Bu mağlubiyete rağmen General Muraviev Kars kuşatmasını sürdürdü; sonunda yardım kuvveti de ulaştırılamayan şehirde açlık baş gösterdi. Açlıktan halk da dâhil günde 100 kişinin öldüğü bu süreç sonucunda Kars, “vire ile” 28 Kasım 1855’te Ruslara teslim edildi. General Muraviev’in Kars garnizonu ve kumandanlarına iyi muamelesi, kuşatma ve düşüşü kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, Kars müdafileri, sayısız tablolara konu oldu. Bunlardan biri de İngiliz ressam Thomas Jones Barker’in fırçasından çıkan ve “Londra Ulusal Askeri Müzesi”nde sergilenen “General Williams ve Kurmayları Kars’tan ayrılırken adlı tabloydu.
Böylece Rus işgaline uğrayan Kars, Kırım Savaşı’na son veren 30 Mart 1856 tarihli Paris Barış Muahedesi’yle kurtuldu. Askeri müdafiiler gibi taltif ve tebrike mazhar olan taraflardan biri de “Karslılar”dı. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde BOA. HAT, 1648/1-1 fon koduyla kayıtlı ve Miladi 1 Kasım 1855 tarihli bir belgeden anlaşıldığına göre; henüz “Kars Kuşatması” devam ederken, Kars halkının da çoluk-çocuk kadın-erkek düşmana karşı koyması, Sultan Abdülmecid’in takdirini kazandı ve buna mükafat olmak üzere, Kars halkının harp esnasında ve sona ermesinden sonra üç yıl süre ile bütün vergilerden ve askeri kuradan muaf tutulmasına dair bir “Hatt-ı Hümayun” çıkarıldı. Karslılar hakkında son derece övücü sözler kullanan Sultan Abdülmecid: “Kars halkının eskiden beri Osmanlı saltanatına olan sadakatlerinin bilindiğini, Rusların kale ve şehri muhasarası ve özellikle de son saldırısında imparatorluk ordusu ile birlikte hareket eden büyük-küçük, kadın-erkek tüm Karslıların gösterdiği gayret ve vatan sevgisinin, bu eski şöhretlerini ve haklarındaki teveccühünü bir kat daha teyid edip arttırdığını söyledikten sonra onlara hayır duada bulunduğunu ifade etmekteydi. Ayrıca müdafaanın hatırası olmak üzere bir de üzerinde Sultan Abdülmecid’in tuğrası ve “Kars Kalesi”nin resmi bulunan madalyalar çıkarıldı. Şehir ve ahalisine de ayrıca “Gazi” unvanı verildi.
Suret-i Hatt-ı Hümayun
Vezir-i dirayet-semirim Mehmed Vasıf Paşa;
Kars ahalisinin öteden beri taraf-ı saltanat-ı seniyyemize olan sadakatleri malum-ı şahanemiz idi. Düşmanın kal’a ve şehri hasr ve tazyiki esnasında bilhassa hücum-ı ahirinde orada bulunan ordu-yı hümayunumuzla birlikte olarak büyük ve küçüğünün ve rical ve nisvanının gösterdikleri asar-ı hamiyet ve hubb-ı vatan şöhret-i kadimelerini ve haklarında teveccühatımızı bir kat daha teyid ve pek çok tezyid etmiş olmağla cümlesi dua-yı bi’l-hayrı mülukaneme mazhar olmuşlardır. İşbu hidemat-ı ber-güzidelerinden dolayı cümlesine mükafat-ı aleniye olmak üzere derun-ı emr-i alişanımda muharrer muafiyatın tamami-i icrasına dikkat olunması matlub-ı kat-i-i şahanemizdir.
Emre Gül/ Dünya Bülteni/ Tarih Dosyası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder